Orbis

Yuvarlağın köşeleri….
Doğada doğrusal çizgiler ya da köşeler yoktur… Belki de varoluşumuzdan beri, dairesel formlara olan düşkünlüğümüz bu yüzdendir, çünkü insan doğayı izleyerek ve taklit ederek gelişmiştir.

Her şeyin kaynağı güneş yuvarlaktır ve dairesel ışıklar saçar… Suya bir taş attığınızda yuvarlaklar oluşur… Birçok bitkinin filizi yuvarlak bir spiralden açılarak büyür… İnsanlar ele ele tutuştuklarında doğal olarak bir çember oluştururlar… Belki 12 bin yıllık Göbeklitepe ya da Stonehenge,bu yüzden daireseldir. İnsanlığı ilk harekete geçiren şey; yani tekerlek de daireseldir. Ve hiç durmadan dönen dünyamız gibi dünyadaki her şeyi algıladığımız gözümüz de bir yuvarlaktır… Hepimiz hayata annemizin yusyuvarlak karnında başladık ve belki her korktuğumuz ya da rahatlamak istediğimiz anda bu yüzden ayaklarımızı karnımıza çekip bir top gibi yuvarlandık. Yuvarlaklar her zaman bizimleydi. Bir cümleyi noktaladığımızda, yağmur damlasında, bir ağacın gövdesinde, gökyüzünde parlayan gezegen ve yıldızlarda, bir çiçeğin merkezinde veya insanın merkezi göbek deliğinde…

Sembollerle eşyaya anlam katan Mesele de, 10 yıldır döndü dolaştı ve temel formların atası yuvarlaklarla yeni bir başlangıç yapmaya karar verdi. Latince küre anlamına gelen ve yer küremiz gibi onu algıladığımız gözümüzü de ifade eden Orbis adı altında çok özel bir koleksiyona imza attı. Bu topraklarda doğan göz ve diğer tüm yuvarlak sembollerin merkezinde yepyeni bir hikaye başlıyor… Dünya dönüyor sen ne dersen de, dönüp dolaşıp geldiğimiz her şey bir MESELE…